Derince

Özel Bilkent Lisesi Derince Edebiyat Dergisi

BENİ SAHİPLENEN ŞEHİR

Büyüleyici bir şehir, herkeste hayranlık uyandıran. Deniziyle, kıyısıyla, ara sokaklarının gürültüsüyle, her yerinden fışkıran yaşamla, tarihiyle, sonra yeniliğiyle, süsüyle püsüyle… Muhteşem bir bütünlük: Enlerin, tezatların şehri. En güzel, en çirkin, en fakir, en zengin, en karanlık, en aydınlık, suç, masumiyet, cennet, cehennem…

Herkese hitap eden, herkesi bekleyen, onları çeken, vazgeçilemez bir şehir. Gün batana dek boğazı seyretmek, gece ışıklarıyla Kız Kulesi’ni izlemek ya da şehrin ışıklarından kopup kendini bulmak.  Dün ne yaptıysan yap, güneşin doğuşu sadece orada bu kadar uyandırıcı olabilir ve gün batımı sadece orada böylesine mest edebilir. Yaşaması, gezmesi, izlemesi… Bütün dertlerin, dumanın arasından huzur verir insana. Cennetin ortasında bir cehennem ya da buz gibi soğutur içini. Ama yine, bu şehir ılıtır insanı.

Giden dönmek istemez bu şehirden. Yaşayanı kaçmak ister her karanlık çöktüğünde; ama kendi kendilerini zincirlemişlerdir aslında. Her seferinde, kapıya dokunup, geri çarparlar bu şehre. Herkes bu şehre sahip olmayı denemiştir şimdiye dek; ama İstanbul sadece bize sahip çıkmıştır.

DUYGU SARAÇOĞLU

Single Post Navigation

Yorum bırakın